Normalde
vücudumuzu koruyan bağışıklık sistemi bazı
insanlarda zararlı olmayan birtakım maddelere
aşırı şeklide ve anormal bir reaksiyon
vermesidir. Bu reaksiyonlara aşırı duyarlılık ya
da allerji adı verilir. Bu aşırı
reaksiyonun vücut tarafından neden verildiği
hala tam ve kesin olarak bilinmemektedir. Zaten
alerji teriminin latince de ki anlamı “tuhaf,
anlaşılmaz, anormal” olarak
kullanılmaktadır. Her ne kadar alerji denilince
akla deride kaşıntı, burun akıntısı ve hapşırma
gelse de allerjenin (allerjiyi meydana getiren
faktörler) etkilediği organa göre bir çok farklı
alerjik hastalık vardır. Bunların başında
allerjik bronş astımı, alerjik burun ve göz
nezlesi (saman nezlesi, bahar nezlesi ve tibbı
adıyla alerjik rinokonjoktivit), besin alerjisi,
ilaç alerjisi, deri alerjisi (bebeklik egzeması,
egzema ve tıbbi adıyla atopik dermatit), hayvan
alerjisi, böcek alerjisi ve çalışılan ortamdaki
maddelere karşı olan mesleki alerjiler
gelmektedir.
Alerjik reaksiyonların temel nedeni allerjene
karşı genetik bir yatkınlığın olmasıdır. Bu
nedenle bebeklik döneminde itibaren çevredeki
allerjenlere karşı vucut duyarlı ve reaktif hale
gelmekte ve daha sonra yineleyen karşılaşmalar
nedeniyle alerjik hastalık gelişimini
tamamlamaktadır. Yani allerjik hastalıklar,
genetik yatkınlık ve çevresel etkenlerin bir
arada bulunması ile gelişen kronik
hastalıklardır. İnsandan insana bulaşmazlar ve
taşınmazlar. Ailesel yatkınlık için en önemli
gösterge allerjik hastalığa sahip olan anne
babanın çocuklarında allerjik hastalığın normal
toplumdaki çocuklara göre daha fazla
görülmesidir. Alerjenle duyarlı hale gelen
bağışıklık sistemi hücreleri, vucudumuzda kan
dolaşımı sayesinde her yere ulasabildigi icin
alerji bulguları yalnızca o oarganda değil bir
çok ayrı organda görülebilir. Örneğin migren
tipi başağrıları, göğüs ağrıları, hareketsiz
yaşama isteği, inatçı öksürük, sık sık ve uzun
süreli nezle olma, çocuklarda büyüme gelimse
geriligi gibi bulgular da alerji nedenli
olabilir. |